Wednesday 8 October 2014

Old Times: Howth

Howth
I take very few photos lately (none to be specific) and even if I do, I use my phone and then I just forget about it. So while cleaning my computer I realized there are many old photos I liked and I decided to upload them while I try to find some inspiration in daily life without travelling.

These are from a day trip from Dublin to Howth, a little fishermen's village (or the way I see it) last November. I do remember the day very clearly since it was the day I almost froze myself to death because of a problem with heating and water (and eventually wind). I had to have an ice cold shower (in November. in Dublin.) and then had out. Howth was very close to Dublin, yet gave the feeling of country side. Or rather, seaside. The air was fresh and the sky felt higher than ever. We walked down by the waterside to the lighthouse, listened to the street musician, tried to reach Howth castle in near-dark and ate sea food. On our way back I found a little second hand bookshop near the train station and bought some cheap books. I also remember that we had to run to catch the train.

*
Son zamanlarda çok az fotoğraf çekiyorum (hiç demek daha doğru olur) ve çeksem dahi sadece telefonla hızlı bir kaç kare çekip sonra tamamen varlığını unutuyorum. Bilgisayarı temizlerken eskiden kalma çok fazla fotoğrafın olduğunu da fark ettiğimden şimdilik onları yüklemeye karar verdim. Bu sırada günlük sıradan hayatta biraz olsun ilham bulmayı umarak.

Bunlar geçen Kasım'da Dublin'den Howth denen minik bir sahil kasabasına yapılan günübirlik geziden kalma fotoğraflar. Günü bu kadar net hatırlamamın sebebi donarak ölmeye fazla yaklaşmış olduğum gerçeği. Buz gibi suyla duş alıp (Kasım'da. Dublin'de!)dışarı çıkmak zorunda kalmıştım. Howth, Dublin'e çok yakın olmasına rağmen şehirden fazla uzaklaşmış hissi veren bir yer. Daha ferah, gökyüzü sanki daha yüksek. Sahilde deniz fenerine kadar yürüyüp sokak müzisyenlerini dinledikten sonra hava neredeyse kararmak üzereyken Howth kalesine ulaşmaya çalıştık (başardık ancak biraz geç olmuştu) ve sonrasında deniz mahsülleri yedik. Dönüş yolunda, tren istasyonuna yakın bir sahaf keşfetmek ve ucuz kitaplar almak günün beklenmedik olayı oldu. Bir de trene yetişmek için koşmak zorunda kalmak.

Howth
Howth
Howth
The Church on the Hill
walking and freezing
Lone tree
Doors to nowhere
I should've gone down that road

2 comments: